Akciğer Fibrozu – Dr Ziya Yurt

Akciğer Fibrozu

Genel Bilgi

Akciğer fibrozu, zamanla akciğer dokusunun skar (nedbe) dokusuna dönüşmesiyle karakterize kronik ve ilerleyici bir akciğer hastalığıdır. Bu doku sertleşmesi, akciğerlerin normal şekilde genişleyip daralmasını engeller ve oksijenin kana geçişini zorlaştırır. Hastalık ilerledikçe solunum giderek zorlaşır ve uzun vadede oksijen yetersizliği nedeniyle diğer organlarda da hasar meydana gelebilir.

Hastalığın seyri kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Bazı hastalarda durum bir süre stabil kalırken, bazılarında ani kötüleşmeler görülebilir. Çok sayıda vakada kesin neden belirlenemez ve bu durum İdiyopatik Pulmoner Fibrozis (IPF) olarak adlandırılır; bu, hastalığın en yaygın şeklidir.

Nedenler ve Risk Faktörleri

Her zaman nedeni bilinmese de, çeşitli çevresel, tıbbi ve genetik faktörlerin akciğer fibrozuna yol açabileceği bilinmektedir.

Uzun süreli toz, özellikle silika veya asbest gibi maddelere maruz kalmak, inşaat ve madencilik gibi sektörlerde çalışan kişilerde risk oluşturur. Romatoid artrit ve sistemik lupus eritematozus gibi bağışıklık sistemi hastalıklarında da bağışıklık hücreleri akciğer dokusuna saldırarak fibrozise neden olabilir.

Ayrıca, radyoterapi gibi göğüs bölgesine uygulanan ışın tedavileri ve bazı ilaçların (örneğin kemoterapi ilaçları) uzun süreli kullanımı da risk faktörleri arasındadır. Bazı ailelerde hastalığın birden fazla bireyde görülmesi, genetik yatkınlık olasılığını desteklemektedir.

Belirtiler

Hastalık genellikle yavaş ilerler ve belirtiler aylar ya da yıllar içinde ortaya çıkar. En yaygın belirti, başlangıçta fiziksel efor sırasında ortaya çıkan ve zamanla istirahatte bile görülebilen nefes darlığıdır. Kuru ve inatçı öksürük de hastaların sıkça şikâyet ettiği belirtilerdendir.

Oksijen düzeyleri azaldıkça, dudak ve parmak uçlarında morarma (siyanoz) görülebilir. Ayrıca, çomak parmak olarak adlandırılan parmak ucunun yuvarlaklaşması ve kalınlaşması oluşabilir. Kronik yorgunluk, genel halsizlik ve istemsiz kilo kaybı da hastaların yaşam kalitesini düşüren yaygın belirtilerdendir.


Tanı

Tanı koymak için ayrıntılı bir değerlendirme yapılır. İlk olarak akciğer grafisi çekilir, ardından yüksek çözünürlüklü bilgisayarlı tomografi (HRCT) uygulanır. Bu tetkik, akciğerdeki tipik fibrozis desenlerini ayrıntılı şekilde gösterir.

Solunum fonksiyon testleri, akciğerlerin kapasitesini ve oksijen transfer yeteneğini değerlendirir. Kan testleri, bağışıklık sistemi bozuklukları veya enfeksiyonları dışlamak için yapılır. Görüntüleme net değilse veya tanı belirsizse, bronkoskopi veya cerrahi yöntemle alınan akciğer biyopsisi tanının kesinleştirilmesini sağlar.


Tedavi Seçenekleri

Pulmoner fibrozis tamamen tedavi edilemese de, kontrol altına alınmasına ve ilerlemesinin yavaşlatılmasına yardımcı olan birçok yöntem mevcuttur. Bunların en önemlileri şunlardır:

Aşındırıcı Balon (Balloon):

Özellikle inflamatuar fibrozisin erken evrelerinde etkili ve modern bir yöntemdir. Bu işlem, kronik iltihaplanma veya fibrozisle birlikte gelişen tıkanıklık sonucu daralan hava yollarının genişletilmesini sağlar. Böylece hava akışı iyileşir ve nefes alma zorluğu doğrudan azalır. Klinik çalışmalar, bu yöntemin akciğer fonksiyonlarını geliştirdiğini, solunum semptomlarını önemli ölçüde azalttığını ve hastalığın ilerlemesini yavaşlattığını veya durdurduğunu göstermiştir.


Kemik İliği Kaynaklı Kök Hücreler:

Aktif veya inflamatuar türdeki fibrozis vakalarında, bazı seçilmiş durumlar için ileri düzey bir tedavi seçeneğidir. Tıbbi gözetim altında kemik iliğinden kök hücreler alınır ve farklı yöntemlerle akciğer dokusunun onarımı ve kendi kendini iyileştirme sürecinin desteklenmesi amacıyla uygulanır. Bilimsel çalışmalar ve klinik deneyler, bu tedavinin akciğer fonksiyonlarını iyileştirdiğini, iltihabı azalttığını ve bazı vakalarda ilerlemeyi yavaşlattığını ya da durdurduğunu ortaya koymuştur.


PRP (Trombositten Zengin Plazma):

İnhalasyonla uygulanan PRP seanslarında, hastanın kendi kanından elde edilen plazma özel bir şekilde hazırlanır ve solunum yoluyla verilir. Bu plazma, solunum yollarındaki mukozal dokuların iyileşmesini destekleyen doğal büyüme faktörleri içerir ve kronik iltihabı azaltır. Klinik deneyler, düzenli kullanımının semptomları hafiflettiğini ve özellikle hafif ila orta dereceli fibrozis vakalarında solunum kalitesini artırdığını göstermiştir.


Aşındırıcı Balon Uygulamasının PRP veya Kök Hücre ile Desteklenmesinin Önemi:

Aşındırıcı balonla hava yolları genişletildikten sonra, akciğerin oksijen alımı ve rejeneratif tedavilerden faydalanma kapasitesi artar. Bu noktada PRP seansları ve kemik iliği kök hücreleri, tedaviye destek olarak sonuçları güçlendirir ve solunumdaki iyileşmenin istikrarını sağlar.

PRP, mukozal dokuların iyileşmesine, iltihabın azalmasına ve inflamatuar fibrotik dokuların onarılmasına katkı sağlarken; kök hücreler, akciğerin hasar görmüş dokularının yenilenmesini teşvik eder. Çalışmalar, bu rejeneratif tedavilerden birinin balon işleminden sonra uygulanmasının genişletme etkisinin kalıcılığını sağladığını, hastalığın kötüleşmesini yavaşlattığını veya durdurduğunu ve solunum kalitesinde belirgin bir iyileşme sağladığını kanıtlamıştır.


Takip ve Yaşam Tarzı

Hastalığın takibi, düzenli doktor kontrolleri ve solunum testleriyle yapılmalıdır. Tedavi süreci hastalığın seyrine göre ayarlanır.

Sigaranın kesinlikle bırakılması, hava kirliliğinden ve kimyasal maddelerden kaçınılması büyük önem taşır. Grip ve zatürre aşıları, enfeksiyon riskini azaltmak için mutlaka yapılmalıdır.

Ayrıca, kronik hastalığın ruhsal yükünü azaltmak amacıyla psikolojik destek, aile ve sağlık ekibinin yakın desteği de tedavi sürecinin bir parçası olmalıdır. Erken tanı, düzenli takip ve bilinçli yaşam tarzı değişiklikleri sayesinde birçok hasta belirtilerle daha etkili mücadele edebilir.

WhatsApp